Altı aylık kınası
‘Altı aylık kınası’, doğrudan kız çocuğuna yönelik bir gelenektir. Bu törende davetliler eşliğinde kız çocuğuna, aile dostu bir kadın tarafından törenle kına yakılır. Kınayı yakan kadın, bebeğin ömür boyu manevi teyzesi olarak kabul edilir. Bu esnada çeşitli hediyeler verilir, para ve takı da takılır. En değerli hediyeyi kınayı yakan kişi verir. Kimi yörelerde altı aylık kınası yakılan kız çocuklarına aile büyükleri tarafından ev, tarla vs. değerli hediyeler de verilebilir.
Bu tören köyde yapılıyorsa, tüm köylü davetlidir. Kentlerde ise törene sadece eş-dost, tanıdıklar davet edilmektedir ve tören genellikle salonlarda yapılmaktadır. Tören sırasında kız çocuğuna ‘üç etek’ adlı geleneksel giysi giydirilir. Dileyen akrabalar ve törene katılanlar arasındaki kadınlar-kızlar da üç etek giyebilirler. Kına türküler eşliğinde kız çocuğunun ellerine ve ayaklarına yakılır.
Diş hediği
Aslında çocuğun dişlerinin ilk çıktığını gören kişi aileden birisidir. Yani anne, baba veya kardeşlerdir. Fakat bunu çevrede saygınlığı olan birisinin de görmesi istenir. Görmesi istenen bu kişi ya davet edilir veya ziyaretine gidilerek, bir yolu bulunup çocuk onun kucağına verilir ve dişlerine baktırılır. O da çocuğun dişini görünce ona güzel bir hediye alır. Çocuğun ilk dişinin çıktığını gören, ona bir hediye aldıktan sonra ailesine söyler.
Bundan sonra buğday kaynatılır, kaynatılan bu buğdayın içine darı nohut da eklenir ve içine tuz atarak tatlandırılır. Kaynatılan bu tahıla ‘hedik’ denir. Diş hediğinin buğdaydan yapılmasının kökeninde bebeğin dişlerin buğday gibi düzgün olmasının istenmesi yatmaktadır.
Diş hediği tabaklara konarak komşulara dağıtılır. Komşular da hedik gelen tabağa para ya da başka bir hediye koyarak geri gönderirler. Diş hediği töreninde ayrıca bebeğin önüne çeşitli meslekleri temsil eden nesneler bırakılır. Çocuk bunlardan hangisine uzanır ve alırsa ileride o mesleği seçeceğine inanılır.
İlk adımlar ve tıpış çöreği
Toplumumuzda çocuğun ‘ayaklanması’ da ailede ayrı bir sevinç ve eğlenceye kaynağıdır. Bebek ilk yürümeğe başladığında bademlerle süslü çörekler yapılır. Bu çörekler güzel ve süslenmiş sepetlere konur. Anne, bu sepetle komşuları dolaşıp, her haneye bir dilim çörek dağıtır. Sonraki birkaç gün boyunca bu çöreklerden eve gelen konuklara da ikram edilir. Tıpış çöreğinden yiyenler dilerlerse çocuğa çeşitli armağanlar verebilirler.